ABD’nin yardımıyla Kuzey-Suriye kumpasını gerçekleştiren ve tekfirci daiş vb. maşalar aracılığıyla Suriye’ye çökerek BOP uzantısında Türkiye’nin güney sınırlarına çöreklenmeye başlayan bebek katili ve yayılmacı işgalci İsrail; Kıbrıs’tan sonra Yunanistan’la da anlaşarak, Türkiye’yi kuzeyden de kuşatmaya alıyor.
Yunanistan, Atina’daki konferansla Doğu Akdeniz’in yeni mimarisini ilan etti. ABD desteğini de arkasına aldığını beyan eden Miçotakis, silahlanmayı hızlandıracaklarını açıkladı. Ankara’nın SAFE savunma fonuna erişimini ise ‘Biz engelledik.’ sözleriyle duyurdu.
Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen “Doğu Akdeniz Değişiyor” başlıklı konferans, Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren açıklamalara sahne oldu. 4–5 Aralık tarihlerinde To Vima gazetesi, Uluslararası İlişkiler Konseyi ve Delphi Ekonomi Forumu tarafından organize edilen toplantıda başlıca gündem, bölgedeki jeopolitik değişimdi. Kapanış oturumunda konuşan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, 2026’nın ilk çeyreğinde Ankara’da Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin toplanacağı mesajını verdi. “Zemin olgun.” diyen Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yeni bir görüşmeye ilişkin olarak, “Böyle bir görüşmenin illâ ki şatafatlı bir açıklamaya ihtiyacı yok.” ifadelerini kullandı.
‘ŞARTLARI BİZ KOYDUK TÜRKİYE’Yİ DIŞARIDA TUTTUK’
Miçotakis’in konuşmasında, Türkiye ile Avrupa savunma projelerine erişim tartışmaları da gündeme geldi. Avrupa Birliği’nin savunma sanayii fonu SAFE (European Defence Industry Programme) konusunda Türkiye’ye karşı açık bir siyasi blokaj uyguladıklarını söyledi. Atina’nın, AB üyesi olma avantajını kullanarak karar süreçlerinde önkoşullar dayattığını ifade eden Miçotakis, şunları söyledi:
“Biz, şartlar belirleme imkânına fiilen sahibiz. Bu koşullar yerine getirilmediği için Türkiye SAFE’ye giremedi.”
SİLAHLANMA MESAJI VERDİ
Miçotakis konuşmasında, Yunanistan’ın yoğun silahlanma programını da öne çıkardı. Savunmanın, hükûmetinin en temel başlıklarından biri olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Yunan Silahlı Kuvvetlerinin sürekli güçlendirilmesi ve modernizasyonu tartışmasız bir önceliktir.”
Başbakan, son beş yılda hava, kara ve deniz unsurlarında kapsamlı bir dönüşüm yürüttüklerini söyledi; Rafale savaş uçakları, F-35 tedarik süreci, Patriot ve S-300 modernizasyonları, yeni denizaltı ve İHA projelerini hatırlattı. Özellikle “Kimon” sınıfı yeni nesil fırkateynlerin önümüzdeki aylarda hizmete gireceğini duyurarak şu ifadeyi kullandı:
“2019’daki durumla bugün arasında hiçbir benzerlik yok. 18 Aralık’ta ilk ultra modern fırkateynimize Yunan bayrağı çekilecek.”
Miçotakis, savunma bütçesine de dikkat çekti:
“GSYH’nin yüzde 3’ünden fazlasını savunmaya harcıyoruz. Bu, kamu maliyesinin gerçek sağlığının göstergesidir.”
Atina’nın bu mesajıyla, Yunanistan’ın Türkiye ile ilişkilerde “düşük gerilim” söylemini kullansa da aynı anda silahlanma yarışını hız kesmeden sürdürdüğünü ortaya koydu.
‘GAZ BULURSAK DENGELER DEĞİŞİR’
Miçotakis, Doğu Akdeniz’de enerji denkleminin önümüzdeki dönemde en kritik alan olacağını ifade ederek yeni sondaj girişimlerinden “yakında” sonuç beklediklerini söyledi. Yunanistan’ın enerji koridoru olma iddiasını öne çıkardı:
“Doğalgaz keşfi gerçekleşirse Yunanistan’ın bölgedeki konumu yükselecek.”
Yunan Başbakan, Türkiye’yi dışarıda bırakan enerji hatlarına da gönderme yaparak şu sözleri kullandı:
“Altı yıl önce sadece ihtiyacımız olan gazı ithal ediyorduk. Şimdi ise 17 milyar metreküp doğal gaz Türkiye’nin doğusundan değil, bizim üzerimizden Avrupa’ya gidiyor.”
Miçotakis ayrıca, Yunanistan’ın gelecekteki olası Doğu Akdeniz gazının Türkiye üzerinden değil, kendisi üzerinden taşınmasını hedeflediğini de belirtti.
‘GEREKTİĞİNDE TÜRKİYE’YE SINIR KOYDUK’
Ege ve göç başlığında, Atina Bildirgesi sonrasında “taciz ve ihlallerin ciddi ölçüde azaldığını” savunan Miçotakis, Doğu Ege’deki göç akınlarının yüzde 50’den fazla düştüğünü iddia etti. Ege adalarında Türk vatandaşlarına uygulanan hızlı vize programının “Yunan turizmine katkı sunduğunu” dile getirdi. Bununla birlikte, “gerektiğinde Türkiye’ye sınır koyduk” dedi.
‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM KABUL EDİLEMEZ’
Miçotakis, konuşmasının önemli bir bölümünü Kıbrıs meselesine ayırdı. Türkiye ve KKTC’nin savunduğu iki devletli çözüm modelini hedef alarak şunları söyledi:
“Ankara’nın iki devletli çözüm yönündeki tutumu bizim açımızdan kabul edilemez.”
BM’nin öncülük ettiği müzakere zemininin tek çıkış yolu olduğunu iddia eden Yunan Başbakanı, Rum kesiminin çok taraflı platformlarda her koşulda masada olması gerektiğini dile getirdi.
‘LİBYA İLE FIRSAT KAÇTI’
Libya başlığında ise Atina’nın hem Trablus hem Bingazi ile “açık kanalları” olduğunu vurguladı. Türkiye–Libya deniz yetki alanı anlaşmasına atıf yaparak, “2009–2010’da fırsat kaçmasaydı bugün böyle bir mutabakat olmazdı” sözleri dikkat çekti.
ABD ve İsrail ile ilişkilerin “stratejik” olduğunu dile getiren Miçotakis, 7 Ekim sonrasında İsrail’in güvenlik önlemlerine destek verdiklerini ancak “Gazze’de güç kullanımının orantıyı aştığını Netanyahu’ya da söylediklerini” aktardı.
‘İSRAİL İLE İLİŞKİLERİMİZ KÖKLÜ VE STRATEJİK’
Miçotakis, To Vima GYY’si Yannis Pretenteris’in İsrail ile ilişkiler sorusu üzerine şunları anlattı:
“Nisan 1990’da, İsrail Devleti’ni tanıyan Konstantinos Miçotakis’i hatırlatmak isterim. Ve 21. yüzyıl boyunca bu stratejik ilişki hem ikili düzeyde hem de ‘3+1’ gibi çok taraflı formatlar çerçevesinde pekişti, kök saldı ve gerçek bir içerik kazandı. Bu stratejik ilişki çerçevesinde, 7 Ekim’deki o dehşet verici terör saldırısının ilk anından itibaren İsrail’in meşru müdafaa hakkını savunduk. Ancak Gazze’deki güç kullanımının, bizim görüşümüze göre, orantılılık sınırlarını aştığını da hem kamuoyu önünde hem de Başbakan Netanyahu ve Cumhurbaşkanı Herzog’la yaptığım çok sayıdaki görüşmede açıkça dile getirdik.”
Miçotakis, İsrail ile ilişkiler çerçevesinde Arap ülkeleri ile de ilişkilere önem verdiklerini savunarak, dış politikasını şöyle yorumladı:
“Zira bunlar, dış politikamızın, klasik Yunan-Türk anlaşmazlıkları gündeminin ötesine bakan bir parçası. Dünyanın değiştiği, ağırlık merkezinin kademeli olarak Batı’dan Doğu’ya kaydığı, IMEC gibi yeni koridorların devasa jeopolitik, enerji ve ekonomik ufuklar açtığı bir dönemde Yunanistan, bugünü yönetirken aynı zamanda geleceğe dönük yeni ilişkiler de tasarlamalı ve inşa etmeli. Son altı buçuk yılda, bilhassa son iki yılda yaptığımız şeyin de bu olduğunu düşünüyorum.”
‘DOĞU AKDENİZ DEĞİŞİYOR’ KONFERANSI
Atina’da 4–5 Aralık tarihlerinde düzenlenen “Atina: Siyaset İçin Diyaloglar – Doğu Akdeniz Değişiyor” başlıklı toplantı, jeopolitik denklemde yaşanan dönüşümü masaya yatırdı.
Etkinliğin organizasyonunu Yunanitan’ın önde gelen gazetelerinden “To Vima” gazetesi üstlendi.
Konferansın başlıkları dikkat çekiciydi:
♦ Güvenlikten Enerjiye, Kıbrıs’tan Gazze’ye
♦ İbrahim Anlaşmalarında yeni dönem
♦ Orta Doğu’da yeni güvenlik mimarisi arayışları ve ittifakların geleceği
♦ AB, ABD, Rusya ve Çin arasındaki rekabetin Doğu Akdeniz’e etkileri
♦ Deniz ticareti yolları, enerji hatları ve altyapının ekonomik boyutu
♦ Kıbrıs meselesi ve bölgesel istikrardaki rolü
Yunan basını, bu etkinliği sadece Atina-Lefkoşa ekseni için değil; Doğu Akdeniz’in geleceğine dair kritik senaryoların tartışıldığı bir buluşma olarak nitelendirdi.
‘LİBYA JEOPOLİTİK YÜK OLDU’
Konferansta, Eski Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, Eski Savunma Bakanı Evangelos Apostolakis ile İDİS Direktörü Ino Afenduli’nin vurguları da dikkat çekti. Yunanistan’ın önerdiği 5’li Doğu Akdeniz Konferansı’nın Türkiye’ye verilmiş siyasi bir mesaj olduğunu belirten Venizelos, “İlk kez çok açık biçimde şunu söylüyoruz: Türkiye’yi dışlayan inisiyatifler istemiyoruz.” ifadelerini kullandı. Venizelos sözünün hemen akabinde şartını da koştu. Türkiye’nin katılımının koşullu olacağını açıkça sezdiren Venizelos, AB çizgisinden kopulamayacağını hatırlattı. Eski Dışişleri Bakanı, “Bu konferansın sadece Ege sorunlarını kapsamamayacağı ve gündemin deniz yetki alanları, göç ve enerji olduğu belirtti, Doğu Akdeniz’i işaret etti.”
Eski Savunma Bakanı Apostolakis de “Türkiye’nin stratejisi sabit, biz daha kararlı olmalıyız” ifadelerini kullanarak, Atina’nın bölgede yeterince sert durmadığını söyleyip, Libya dosyasının Yunanistan için jeopolitik yük oluşturduğunu belirtti.
İDİS Direktörü Afenduli de ABD’nin bölgedeki varlığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“5’li girişim ancak ABD çerçevesi içinde ilerler. ABD’nin stratejisi, Yunanistan’ı enerji merkezi haline getirmek. Türkiye’nin rolü buna göre şekillenecek.”
Haber: YazılıMedya
500 Bin Konutta Büyük Heyecan: Kuralar İçin Geri Sayım Başladı
1
YKS VE LGS’de Yeni Müfredata Uyumlu Soru Modeli 2028’de Hayata Geçecek
2
“KUYU-8” Operasyonları Kapsamında 54 Şüpheli Yakalandı
3
Bayramda Otoyollardan 8,4 Milyon Araç Geçti
4
Meb Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü İçin Görevde Yükselme Yazılı Sınavı Başvuru Süresi Uzatıldı
5
1️.456 Düzensiz Göçmen Yakalandı