Yeni eğitim dönemine ilişkin açıklama yapan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tekin, Türkiye’de eğitimde fırsat eşitsizliğinin her geçen yıl daha da arttığını vurguladı. Öğrencilere ücretsiz bir öğün yemek ve temiz içme suyu verilmesi gerektiğini belirten Tekin, eğitimin ticarileştiğine vurgu yaptı.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tekin, 2025-2026 eğitim-öğretim yılıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Yeni dönemin öğrencilere, öğretmenlere ve velilere hayırlar getirmesini temenni eden Tekin, eğitim sisteminde kronikleşmiş sorunların giderek derinleştiğini söyledi.
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Türkiye’de eğitimde fırsat eşitsizliğinin her geçen yıl daha da arttığını vurgulayan Tekin, “Bir yanda modern binalarda, laboratuvarlarda, her türlü imkanla eğitim gören öğrenciler, diğer yanda ise taşımalı sistemle, birleştirilmiş sınıflarda ve eksik öğretmenlerle ayakta durmaya çalışan okullar. Büyükşehirlerde aileler özel okul ile nitelikli devlet okulu yarışına zorlanırken, taşrada öğrenciler en temel ihtiyaçlara bile ulaşamıyor. Ailenin gelir durumu, yaşadığı bölge, hatta okulun bulunduğu mahalle bile bir çocuğun geleceğini belirler hale geldi. Buradan açıkça soruyorum: Bir ülkenin çocukları, doğdukları mahalleyle sınırlı bir geleceğe mahkûm edilebilir mi? Bu gidiş, eğitimde fırsat eşitliğini kökten ortadan kaldırmaktadır” dedi.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE GERİDEYİZ
Okul öncesi eğitime değinen Tekin, 3-5 yaş grubunda okullaşma oranının yüzde 51,9’da kaldığını, OECD ortalamasının ise yüzde 85’i geçtiğini belirtti. Tekin ayrıca 4-6 yaş Kur’an kurslarının çocukların sevgiyi, saygıyı, merhameti öğrenmesi, kendi kültür ve inanç değerleriyle tanışması açısından önemli olduğunu vurguladı.
ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ YEMEK VERİLMELİ
Yaşanan ekonomik kriz ve gıda enflasyonunun, çocukların yalnızca eğitim hayatını değil, sağlıklı büyüme ve gelişimlerini de tehdit eder hale geldiğini kaydeden Tekin, “Karnı aç olan bir çocuk derse nasıl odaklanacak? Yeterli beslenemeyen bir evladımızdan nasıl başarı bekleyeceğiz? Çocuklarımızın fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimi her geçen gün olumsuz etkilenmektedir. İşte bu yüzden yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: Sosyal devlet olmanın gereği yerine getirilmeli, okullarda vakit kaybetmeden her öğrenciye ücretsiz bir öğün yemek ve temiz içme suyu sağlanmalıdır” çağrısında bulundu.
EĞİTİM TİCARİLEŞTİ
Son 20 yılda eğitimin ticarileştiğini, özel okullar, kurslar, etüt merkezleri ve online platformlar hızla çoğalırken, devlet okullarının ise altyapı ve kadro desteğinden yoksun şekilde geride bırakıldığını belirten Tekin, şöyle devam etti: “Bugün milyonlarca aile, sadece evlatlarının iyi bir eğitim alabilmesi için gırtlağına kadar borca girmekte; kıt kanaat geçimlerini çocuklarının okul masraflarına harcamaktadır. Anne-babalar çocuğunun iyi bir eğitim alması için, çoğu zaman maaşının yetmediği noktada kredi çekmek zorunda kalmaktadır. Oysa eğitim, parası olanın değil; bu ülkenin her bir evladının hakkıdır. Devletin en temel görevi, çocuklarımızı eşit şartlarda, nitelikli ve ücretsiz eğitimle buluşturmaktır. Bu milletin gözünün nuru evlatları, ticaretin konusu olamaz.”
ÖĞRETMEN ATAMASI VE KADRO ÇAĞRISI
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tekin, öğretmenlerin geçim sıkıntısı içinde olduğuna dikkat çekti. Bin bir emekle yetişmiş pırıl pırıl öğretmenlerin, “ücretli öğretmenlik” adı altında güvencesiz ve düşük ücretli bir sistemin parçası hâline getirildiğini dile getiren Tekin, “Bu tablo, emek sömürüsünün kurumsallaştırılmış hâlidir. Öğretmen atamaları liyakat esaslı, adil ve eşitlikçi bir sistemle yapılmalı. Ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, ihtiyaç dahilinde tüm öğretmen adaylarına kadro açılmalıdır” dedi.
SINAV ODAKLI YAPIDAN ÇIKMALIYIZ
LGS ve YKS’nin öğrenciler üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu kaydeden Tekin, “Okuma, matematik ve fen alanlarında neden hâlâ OECD ortalamasını yakalayamıyoruz? Çocuklarımızın yüzde 40’ı temel yeterliliklere ulaşamıyorsa, bu ülkenin geleceğini kim inşa edecek? Neden yıllardır bu sınav odaklı, ezberci yapıdan kurtulamıyoruz? Biz Saadet Partisi olarak, sınav odaklı değil; süreç odaklı, ölçme ve değerlendirmeyi merkeze alan, öğrencinin çok yönlü gelişimini önceleyen bir eğitim anlayışını savunuyoruz. Osmanlı Enderun Mekteplerinin kapısında yazdığı rivayet edilen bir söz vardır: ‘Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz.’ İşte bizim de arzuladığımız eğitim budur. Her çocuğun kendi kabiliyetiyle, kendi potansiyeliyle yol alabildiği; özgür, adil ve insani bir düzen” değerlendirmesini yaptı.
BİLSEM’DEKİ SORUNLAR
BİLSEM’lerde yaşanan bölgesel eşitsizliklerin, kapasite sorunları ve öğretmen yetersizliklerinin çocukların yeteneklerini törpülediğini belirten Tekin, “Sanat, spor ve sosyal alanlar hâlâ geri planda kalıyor. Neden her çocuğun farklı bir alanda parlayabileceği imkânlar güçlendirilmiyor? Bizim hedefimiz, akademik başarı kadar sanatı, sporu, sosyal gelişimi ve yaratıcılığı da destekleyen bütüncül bir eğitim sistemidir” diye konuştu.
MESEM’LER ÇOCUK İŞÇİLİĞİ YAYGINLAŞTIRIYOR
MESEM uygulamalarının çocuk işçiliğini yaygınlaştırdığının altını çizen Sinan Tekin, “Meslek lisesi öğrencileri üretim değil, ucuz işgücü olarak görülmeye başlanmıştır. Meslek liseleri nitelik kaybına uğramış, sektörle entegrasyon sağlanamamıştır. Mesleki eğitimin yalnızca çıraklık ya da ucuz emek değil; üretim, inovasyon ve girişimcilik ekseninde yeniden yapılandırılması gerektiğini savunuyoruz. Teknoloji liseleri, bölgesel üretim merkezleri, sektörel staj ortaklıkları bu bağlamda güçlendirilmelidir” şeklinde konuştu.
EĞİTİM POLİTİKALARI GÜNÜ KURTARMAK İÇİN OLMAMALI
“Eğitim politikaları günü kurtarmak için değil, uzun vadeli bir vizyonla ve toplumun gerçek ihtiyaçlarına duyarlı şekilde planlanmalıdır” diyen Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğitim, sadece bugünün sorunlarını çözmek için değil, yarının insanını, yarının toplumunu inşa etmek için vardır. Biz Saadet Partisi olarak eğitimin merkezine yalnızca akademik başarıyı değil, aynı zamanda ahlaki gelişimi, sosyal uyumu, toplumsal sorumluluğu ve çevresel farkındalığı da koyuyoruz. Çünkü biliyoruz ki eğitim, insanın sadece zihnini değil, ruhunu ve karakterini de beslemelidir. Eğitim sistemimiz insanı merkeze almalı, çocuğun üstün yararını gözetmeli, toplumsal adaleti, ortak değerlerimizi ve kültürel zenginliğimizi yaşatmalıdır. Ancak böyle bir anlayışla geleceğe güvenle yürüyebiliriz.”
CHP’de İstanbul Krizi